Körebe İngilizcede Ne Demektir? Bir Çocukluk Hatırası
Kayseri’nin o küçücük sokaklarında, yaz akşamlarının serinliğinde, çocukluğumun en güzel oyunlarından biri körebe idi. Hani, gözleri kapalı bir şekilde birini yakalamaya çalıştığımız o oyun var ya… Hatırladıkça, o kadar çok duyguyu bir arada hissediyorum ki, sanki o anları bir kere daha yaşıyorum. Ama şimdilerde, büyüdükçe bazı şeylerin ne kadar farklılaştığını da fark ediyorum. O zamanlar her şey çok daha basitti, sadece oyun oynayarak, mutlu olmaya çalışırken… Oynamaktan bıkmadığımız körebe, belki de büyüdükçe kaybolan bir şeyin sembolüydü.
Bir gün, Kayseri’nin dar sokaklarında arkadaşlarımla körebe oynuyorduk. Gözlerim sıkıca bağlıydı, yüzümde bir gülümseme vardı, ama aynı zamanda biraz da korku… Çünkü birini yakalamaya çalışmak, gerçekten kolay değildi. O an, gözlerim karanlıkla dolmuşken, bir anda İngilizce öğrendiğimde, bir kelime aklıma takıldı: “Blindman’s Bluff.” Körebe oyununun İngilizce karşılığıydı bu. Tam olarak, “görme engelli olma oyunu” gibi bir şeydi ama adını ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. Benim için hala “körebe”ydi ama bir yanda da dilin, kelimelerin ne kadar farklı şeyler ifade ettiğini fark ettiğim anlardan biri olmuştu.
1. Oyun Oynarken Gözlerimle Görülenler
Bunu yazarken, tekrar o günlere dönmek istiyorum. Arkadaşlarımdan biri gözlerimi bağladı ve “Hazır mısın?” diye sordu. O an, heyecan ve biraz da korku iç içe geçmişti. Gözlerim kararmışken, çevremdeki seslere odaklanıyordum. Hemen her köşe başında bir çocuk çığlık atacak gibi hissediyordu. Bir yanda, hafif rüzgarın sesini duyuyordum, diğer yanda ise arkadaşlarımın küçük hareketlerinden gelen sesler… Gözlerim bağlı olmasına rağmen, başka bir şekilde görüyordum. Kollarım her hareket edişimde birini yakalamak için biraz daha yol alıyordu. Bu oyun, bazen insanın ne kadar şaşkın olabileceğini, bazen de birinin seni ne kadar iyi tanıyıp tanımadığını fark etmeni sağlıyordu.
Körebe, sanki hepimizin birbirini bulmaya çalıştığı bir dünyada, biraz da başkalarına nasıl dokunduğumuzu anlamaya yönelik bir yolculuk gibiydi. O günlerde birinin seni ne kadar yakından takip ettiğini hissetmek, bazen de beklenmedik anlarda birinin seni gerçekten “görmesi” çok ilginçti. Ama bir yandan da o oyun, insanın gözleri kapalı bile olsa bir şeyleri hissedebilmesinin ne kadar zorlayıcı olduğunu da gösteriyordu. Düşüncelerim dalıp gitmişken, işte o anda birinin beni yakaladığını fark ettim. “Buldum!” dedi ve gülümsedi. O gülümseme, belki de kaybettiğimiz bir şeyin hatırlatıcısıydı.
2. Körebe Oyununun İngilizce Karşılığı ve Bir Hayal Kırıklığı
Körebe İngilizce’de “Blindman’s Bluff” olarak geçiyor. Ama bir dakika… Neden bu kadar farklı? Neden biz Türkler, o kadar özel ve anlamlı bir kelimeyle oynadığımız oyunun adını değiştiriyoruz? “Blindman’s Bluff” gerçekten kulağa biraz soğuk geliyor. Oysa “körebe” kelimesi, içinde bir hikaye barındırıyor. Çocukken, birinin seni ne kadar yakalayabileceğini hissetmek, bazen o karanlıkta kaybolmak, bazen de ne kadar yaklaştığını hissettiğin halde aslında biraz daha yol alman gerektiğini görmek, çocukluk heyecanıyla karışıyordu.
İngilizce’ye çevrilmiş bir oyun ismi gibi düşündüğümde, sanki bir parça kaybolmuş gibi hissediyorum. Oyunların kültürlere ait, bireysel dokunuşları vardır. “Körebe”yi Türkçeye özgü, samimi bir oyun olarak görmek, bana her zaman daha yakın gelmişti. Çünkü bizde körebe, her şeyin başlangıcıydı. Bir çocuğun özgürlüğüydü, hayal kırıklığıydı ama aynı zamanda bir keşifti. Her seferinde bir adım daha yaklaşıp, o kaybolan anı bulmak… Hepimiz, belki de hayatımızda “görmeden” bazı şeyleri bulmaya çalışıyoruz, o yüzden bu kelimenin bende hep özel bir yeri olacak.
3. Geçmişin İzleri: O Gülümsemeler, O Sesler
Şimdi bu yazıyı yazarken, yıllar sonra tekrar aynı sokaklarda oynamam mümkün değil. Gözlerimi kapatıp, yalnızca seslerin peşinden gitmeye çalıştığım anlar, bana şunu düşündürüyor: Bazen, hayat da bir körebe oyunu gibi değil mi? Gözlerimiz kapalı, kimseyi tam olarak görmeden, ilerlemeye çalışıyoruz. Birinin sana yakın olduğunu hissetmek, ama hala tamamen bulamamak… Ne kadar zor bir şey, değil mi? Bazen gerçekten görmeden bir şeyleri bulmak çok zor oluyor. O yüzden bu oyunda da olduğu gibi, belki de hayatta da bazen bir adım daha atmamız gerekiyor.
Bir yanda, kaybolan arkadaşımı bulmak için son bir çaba gösteriyorum, bir yanda da hayatın karmaşasında kaybolan insanları, hayalleri ve duyguları bulmaya çalışıyorum. Körebe oyununda yaşadığım bu duygular, her zaman bana “ne kadar yakınım, ama ne kadar uzak” olduğumuzu hatırlatıyor. O gülümseme, kaybolan yılların bir hatırası gibi hep içimde kalacak.
4. Sonuç: Körebe, Herkesin İçinde Bir Yerde
Körebe ingilizceye “Blindman’s Bluff” olarak çevrilmiş olsa da, Türkçe’deki “körebe” kelimesinin içindeki anlam çok farklı. Bir yanda çocukluk anılarımızı, bir yanda da hayatın karmaşasını, bazen yakalayamayacağımız o şeylerin peşinden koşmamızı anlatıyor. Gözlerimiz kapalı, ama yine de bir şekilde yol alıyoruz. Kim bilir, belki hayat da tam böyle bir oyun…