İçeriğe geç

Sol parti hangi parti ?

Sol Parti Hangi Parti? Türkiye’nin “Sol”unu Taşıyacak Cesaret Var mı, Yok mu?

Şunu baştan söyleyeyim: Memleketin solunda artık “etiket koleksiyonu” yapmayı bırakıp, sahici bir sınıf siyasetine dönmek zorundayız. Sol Parti hangi parti? sorusunu da tam bu yüzden sormalıyız: Çünkü isimlerin büyüsü, logoların nostaljisi ve “biz zaten soluz” kolaycılığı, bu ülkenin emekçisine, genç işsizine, kiraya yetişemeyen milyonlara çare olmuyor. İsim yetmez; iddia, örgüt ve strateji gerekir.

Sol Parti Neyi İddia Ediyor?

Sol Parti hangi parti? Basit cevabı şu: Sermayenin çıkarına değil, emekçinin tarafında duran; kamuculuğu, laikliği, anti-emperyalizmi ve eşit yurttaşlığı savunan bir çizgi. Kâğıt üzerinde harika: Özelleştirmelere karşı, kamusal hizmetin güçlendirilmesini savunuyor; eğitim ve sağlık gibi temel alanlarda piyasalaşmaya itiraz ediyor; demokrasi, adalet ve özgürlüklerin altını kalın kalın çiziyor. Peki sorun nerede?

Güçlü Yönler: İlke Netliği ve Sistem Eleştirisi

  • İlkesel açıklık: Neoliberal reçetelerin ülkeye bıraktığı yıkıma karşı sistemik bir itiraz sunuyor.
  • Kamuculuk: Enerjiden konuta kadar temel alanlarda piyasanın yarattığı krize kamu gücüyle yanıt verme kararlılığı var.
  • Laiklik ve eşitlik: Devlet–din ilişkisine eleştirel mesafe; toplumsal cinsiyet eşitliği ve çoğulculuğa dair net söylem.

Zayıf Yönler: Siyasetin Sahası Sandıkla Bitmiyor

Eleştirel olalım: Sol Parti hangi parti? Sloganları doğru, ama siyaset yalnızca doğruların listesi değil. Bugünün Türkiye’sinde “doğruyu en doğru söyleyen” değil, doğruyu örgütleyebilen kazanıyor.

  • Örgüt kapasitesi: Yerelde kalıcı ağlar, sendika–mahalle–kampüs hattında süreklilik hâlâ sınırlı. Kampanya anlarında parlayan enerji, seçim dışı dönemlerde sönmemeli.
  • Dil ve hikâye: Ekonomik krizin içindeki milyonlar “program maddesi” değil, pratik çözüm duymak istiyor. Kira, fatura, gıda… Bu gündemlere somut ve takvime bağlanmış önerilerle girilmedikçe “sol” kimlik tek başına ikna etmiyor.
  • İttifak siyaseti: Türkiye’de sol oylar parçalı. “Biz ayrı duralım, temiz kalalım” romantizmi, sahada örgütlü bir çoğalma üretmiyorsa, strateji değil yalnızlık olur.

Tartışmalı Noktalar: Solun Birliği mi, Solun Çoğulluğu mu?

Sol Parti’nin ittifaklar ve “birlik” tartışmalarındaki konumlanışı sık sık gündem oluyor. Provokatif soru: “Temiz bir çizgiyi korumak” adına yalnız kalmayı göze almak mı; yoksa parçalı yapıları asgari müştereklerde buluşturup seçim dışı mücadelede yan yana yürümek mi? Cevap net değil. Ama şurası net: Türkiye’nin bugünkü koşullarında tek başına doğrular değil, birlikte uygulanabilir doğrular değerli.

Seçmenle Temas: Kapı Çalınmadan Sol Büyümez

“Halk bizi anlamıyor” kolaycılığı, sol siyasetin en konforlu sığınağıdır. Oysa sorun tam tersi: Sol, halkın kapısını yeterince çalmıyor. Üniversite kantinlerinden sanayi sitelerine, AVM kuryelerinden ev içi bakım emeğine kadar her alanda somut dayanışma pratikleri kurulmadan “sol” lafı havada kalır. Sol Parti hangi parti? Kapı çalmanın, dayanışma zinciri örmenin, hukuki–sosyal destek vermenin partisiyse, işte o zaman sorunun cevabı sahada kendiliğinden verilir.

Harekete Geçiren Sorular

  • Sol, seçim dönemleri dışına yayılan bir yaşam örgütlenmesi kurabiliyor mu?
  • Genç işsizliği ve barınma krizine “hemen şimdi” uygulanabilir 3 adım nedir?
  • Sendikal örgütlenmenin dışındaki güvencesiz emek dünyasına nasıl nüfuz edilecek?
  • Kültür savaşlarının sis perdesini nasıl dağıtıp sınıf gündemini öne çekeceğiz?

Strateji: Üç Ayaklı Bir Yol Haritası

Eleştiri kolay, öneri zor. Ama zor olanı söyleyelim:

  1. Somut belediye–mahalle programları: Barınma, gıda ve enerji için dayanışma kooperatifleri; kira tavanı talebini hukuki destekle birleştirmek; öğrenci yurtları ve toplu ulaşımda yerel kampanyalar.
  2. Emek odaklı hukuk kliniği: Fazla mesai, mobbing, kod-29, taşeronluk… İlçelerde aylık danışma günleri; kazanımların görünür kılındığı vaka haritaları.
  3. Kültür alanında çoğulculuk: Laiklik savunusu, muhafazakâr kitleleri dışlamadan; gündelik hayatın somut ihtiyaçlarına (kreş, bakım, güvenli iş) bağlanmış bir dil.

Sol Parti Hangi Parti Olmalı?

Cevabı net: Söyleneni değil, yapılanı gösteren parti. Sol, “neye karşıyız?” sorusunu zaten biliyor. Asıl kritik olan “ne yapıyoruz ve bugün kimin hayatını nasıl değiştiriyoruz?” sorusuna verilen sahici cevap. Grev çadırına gidip somut kazanım üretemeyen, kiracı inisiyatiflerine araç sunamayan, işten atılan işçiye avukat ve kasa sağlayamayan bir sol, yalnızca vicdan rahatlatır, düzeni ise rahatsız etmez.

Sonuç: İsim Değil, İz Bırakmak

Sol Parti hangi parti? Eğer bu soru hâlâ soruluyorsa, demek ki ortada yeterince iz bırakılmamış. Bu, vazgeçmek için değil, tam tersine daha cesur olmak için bir çağrı. Solun görevi, toplumun en kırılgan kesimlerini görünür kılmak ve onların gücünü kurumsallaştırmaktır. Bunun için de vitrin değil, örgüt; slogan değil, program; tek seferlik kampanya değil, kalıcı dayanışma gerekir.

Şimdi mesele şudur: Sol, düzenin makyajını mı düzeltecek, yoksa halkın hayatını mı? Cevap sahada verilir. Kapılar çalınır, sofralar kurulur, haklar alınır. O gün geldiğinde, “Sol Parti hangi parti?” sorusunun peşine düşmeye gerek kalmaz; çünkü cevap, hayatın içinde çoktan görünür olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
ilbet bahis sitesisplash